Türkler değişen zamana ayak uyduramadı. Bir vakitler, zamana bile hükmederdiniz. Çağ kapar, çağ açardınız. Ama halinize bir bak! Şimdi çöllerde sürünüyorsunuz. En iyi bildiğiniz şey ölmek... Çanakkale'de, Kanal'da, Filistin'de, Kafkasya'da, Balkanlar'da... pek çok yerde
ölüyorsunuz. Şehitlerinizi tohum gibi serpiyor, toprağa veriyorsunuz. Öldünüz de ne oldu? Sonuç? Her yerde şüheda mezarlıklarınızdan başka ne var? Koskoca bir hiç! Ha, unutuyordum... Yillar sonra tarih sizden sitayişle söz edecek; vatanları için ölen kahramanlar diyecek. Başka bir şey yok işte. Kahramanlık edebiyatı ve masalı! Sonra ne olacak, onu da söyleyeyim; sizinkiler kahramanlıklarını anlatacak. Bire bin katarak. Ama neden yenildiklerini dillendirmekten hep korkacaklar. Çünkü sizler yenmeye alışkınsınız, yenilmeye değil. Sonra binlerce menkibe, efsane uyduracaksınız. Sizden sonra gelecek olan nesilleri bu edebiyatla, bu masallarla ölmeye özendireceksiniz. Sizin gibi ölenlere gıpta edecekler. Ağlayacaklar, matemleri uzun yıllar sonra bile devam edecek..."